Gızın adı Nazmiye
Gece gider gezmeye
Anasından öğrenmiş
İlik düğme çözmeye
Kızın adı Nazmiye
Gece gider gezmeye
Anasından öğrenmiş
İlik düğme çözmeye
Sevdiğim Nazillili
Hem güzel hem işveli
Böyle kızı almayan
Ya ahmaktır ya deli
Dolapta sabun m’olur
Sevdaya sabır m’olur
Sevda çeken kızların
Tövbesi kabul m’olur
Çift sürdüm evleyilen
Başı beyaz telliylen
Sen terle ben sileyim
Bin beş yüz çevreyilen
Güzeli saran bilir
Murada eren bilir
Bir yılın bitişini
Hayatta kalan bilir
Söke benim pazarım
Kendim okur yazarım
Başka bir yâr seversen
Ateş olsun mezarım
Bil bakalım nelerim var
Şeker şerbet dillerim var
Bir küçük nazlı çiçeğim
Derilecek güllerim var
Dut dibinde siniler
Vurulunca iniler
Gurbetteki yârimin
Kulakları çiniler
Patlıcanın moruna
Yandım marul donuna
Yemin ettim vallahi
Çıkacağım yoluna
Gökte uçan tayyare
Selâm söylen o yâre
Ben yârime doymadım
Bulun bana bir çare
Ekinim ekilirken
Dibine dökülürken
Kız saçından kes gönder
Kefenim dikilirken
Tütün diktim söküldü
Yaprakları döküldü
Eller yârim dedikçe
Garip boynum büküldü
İndim daldan budaktan
Şeker aldım dudaktan
Bileydim ayrılık var
İndirmezdim kucaktan
Dalaman mazıları
Çift otlar kuzuları
Mevlâm bir bize yazmış
O güzel yazıları
Halı kilim perdedir
Kışla yolu nerdedir
Bütün dünyayı gezsem
İlle gözüm sendedir
Giderim yolum bütün
Elimde paket tütün
Kız ben seni almazsam
Anan yansın büsbütün
Yola çıktım ben kandım
Ateşe düştüm yandım
Bütün arabalarda
Seni geliyor sandım
Denizde taşkın oldu
Görenler şaşkın oldu
Dost düşman bunu bilsin
Yâr bana düşkün oldu
Ay doğar ayazlanır
Gül açar beyazlanır
Asker yârim görünce
Hem güler hem yaslanır
Bahçelerde kızılcık
Yârim saçın kıvırcık
Anan baban duymadan
Konuşalım birazcık
Pencerenin dilberi
Açılıyor gülleri
Beni aşka düşüren
Onun tatlı dilleri
Kahvenin piştiği yer
Dökülüp taştığı yer
Güzel çirkin demiyor
Sevdanın düştüğü yer
Ay doğar sini gibi
Sallanır servi gibi
Şu karşıki güzeller
Aydın’ın gülü gibi
Rüzgâr var fırtına var
Ne olur yakına var
Sevdiğim köylü kızı
Ellerinde kına var
Kerevizi haşladım
Doldurmaya başladım
Ramazan gitti diye
Ağlamaya başladım
Tren yolu demirden
Yeşil gözlü Feride’m
Girmeden on beşine
Sensin beni delirten
Hayvanım var bağım var
Sepetimde yağım var
Kavuşursam yârime
Koç kurban adağım var
Bizim köyün kızları
Sürmelidir gözleri
Kızlara baka baka
Kaçırdım öküzleri
Bahçede güller doldu
Goncalar açıp soldu
Sen benimsin sevdiğim
Annenin gönlü oldu
Kaleden iniş olmaz
Ham demir gümüş olmaz
Güzele gönül verdim
Ölüm var dönüş olmaz
Bahçelerde al direk
Suyu nerden indirek
Aramız uzak düştü
Yâre mektup gönderek
Bülbül güllerde öter
Otlar çayırda biter
Seninki senin olsun
Benimki bana yeter
Oyhan Hasan BILDIRKİ