Yürüdü ordu da yolda eğlenmez
Derdim çoktur memlekete söylenmez
Tükendi cephanem geriden gelmez
Gözüm göre göre vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Aziziye Tabyası ordugah yeri
Bir haftalık tayın yenmiyor kuru
Elleri kınalı sarmadım yari
Murada ermeden vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
Aziz Abdal dağı ordugah yeri
Bir haftalık tayın yenmiyor kuru
Hasret mi kaldın koca Kayseri
Tezkeremden evvel vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
Ağırdır toplar da tepeden inmez
Dövüyor ormanı kimse görünmez
Verilen parolalar aklıma gelmez
Murada ermeden vurdular beni
Yarime hasret koydular beni
Erzurum dağında ordu yürüdü
Göz gözü görmüyor kanım kurudu
Yerde yata yata yanım çürüdü
Tezkeremden evvel vurdular beni
Anama hasret koydular beni
Muhtar Paşa verdi bir şanlı emir
Sanki emir değil eğilmez demir
Hasret kaldım sana koca Kırşehir
Tezkeremden evvel vurdular beni
Sılama hasret koydular beni
Kırşehir Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları – Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs – 2003, Ankara, s.171-172; Ruhi Su bu destanın üç kıt'asını bazı değişikliklerle kasete okumuştur. Kaset nr. 27