Çungurlu’nun çan saatı parlıyor
Sultan gelmiş domur domur terliyor
Gavur emmisi de görmüş gibi zorluyor
Doğru söyle kurtar beni Sarı Sultan’ım
Evleri var aman da dağın içinde
Sultan gül topluyor bağın içinde
Emsalin yoktur da köyün içinde
Niye cebri dedin Sarı Sultan’ım
Boğazına takmış da bir ala boncuk
Topuğundan ısırsın enikli gancık
Dizlerin sızı olsun da belin ilancık
Kara bağrın üstüne sürün Sarı Sultan’ım
Arpalar sarardı da gittik yolmaya
Kız gurban olam da kolundaki burmaya
Hakim bey geldi de ifadeyi almaya
Doğru söyle kurtar beni Sultan’ım
İki çavuş bir onbaşı geldiler
İlk ifadeyi de karakolda aldılar
Elimize de dar kelepçe vurdular
Niye cebri dedin Sarı Sultan’ım