Ey ağalar beyler bizim ellerde
Koçaklıktan yana birdi Mihrali
Cahallık eyleyip dağlarda gezdi
Epey zaman kaçak durdu Mihrali
İbtida gözünden düştü devletin
Sonra göze girip buldu rağbetin
Cihana tanıttı şanın şevketin
Bir eşsiz namıdar erdi Mihrali
Kan kavga kopanda Kars'ın başına
Doksan üç'te baktı yurdun işine
Dört-beş yüz atlıyı yığdı peşine
Moskof'un cengine girdi Mihrali
Muhtar Paşa kıydı ona nişanı
Başladı dökmeğe hun-ı düşmanı
Şanı tuttu bütün Kafkasistan
Koçaklarda dizdi ordu Mihrali
Orduyı İslam'a rehnümun oldu
Tanrı aslanı çok şad memnun oldu
Düşman güzergahı her pür nun oldu
Leşlerini yere serdi Mihrali
Kemender Kazağı hep bizar etti
Rahat yatırmadı can bizar etti
Loris de elinden el-hazer etti
Gece karargahlar yardı Mihrali
Moskof ordusuna çok dehşet saldı
Hareketlerini keşfedip bildi
Osmanlı askeri tedarik aldı
Düşmana tuzağı kurdu Mihrali
Adını duyanda Rus'un Saldad'ı
Koparırdı "Mama" deyip feryadı
Moskof'a havf saldı merdane adı
Gözlerin kurdunu kırdı Mihrali
Rus'u Şüregel'de pişman eyledi
Yollarını kesip hüsran eyledi
Taburların hakle yeksan eyledi
En dilaverlerin yordu Mihrali
Mel'un Hacı Veli gör ne iş tuttu
Beş kapige dinin nâmusun sattı
Kars'ın teslimine çok gayret etti
O'nu sağ Paşa'ya verdi Mihrali
Huda'nın mukadder günü gelende
Bu hal ile mahşer günü gelende
Düşmanların zafer günü gelende
Ciğerine dağlar vurdu Mihrali
Ağlaya ağlaya yurdu terketti
Atlıların çekip Sivas'a gitti
Nice ehl-i maraz şifaya yetti
Onlara bir ta'un çordu Mihrali
Alnına yazılmış kara yazılar
Murada yetmedi ağlar sızılar
Haberi getirdi bazı bazılar
Kars'ı her gidenden sordu Mihrali
Akıbet O'na da bu fani cihan
Yar olmadı göçtü kalmadı mihman
Cennet-i Al'a'da tuttu bir mekan
Gaziler yanına vardı Mihrali
Gani Rahman rahmet eyleye ana
Azim hizmeti var dine vatana
Ahvadımız daim adını ana
Severdi gönülden yurdu Mihrali
Sadık'ın feleğe meydanı kaldı
Kıydı o yiğide nâm şânı kaldı
İkinci Köroğlu destanı kaldı
Söylenir dillerde merdi Mihrali
Karslı Aşık Sadık Kars Mihrali Bey için birçok yörede ağıtlar yakılmıştır. Bu destansı ağıt ikinci Köroğlu Destanı olarak bilinir ve tüm kayıtlarda böyle geçer