Avluya konak tutturmuş
Merdivenin düzle diyor
Bedir kızı kurban demiş
Deli Aliyi nazla diyor
Kadanı alayım Döndü
Ört düştü ciğerim yandı
Düşman başına vermesin
Bavulda pırtısı geldi
Kadanı alayım Eşe
Yüzünde zülüf menekşe
Bunu duysa ne der ola
Ankarada İsmet Paşa
Gider Antebin yoluna
Gelir Hemite eline
Dargın mısın bire yiğit
Pırtıyı saldın geline
Antebin büyük pınarı
Akar bulanı bulanı
Safiye bunun bacısı
Ağlar beleni beleni
Çıktım gediğe değnedim
Antep dumanlı dumanlı
Eşime ölük diyorlar
Kalbim gümanlı gümanlı
Antepte de ova yazı
Koyuna karışır kuzu
Sana diyom garip eşim
Yol bekliyor emmin kızı
Evimizin önü Ceyhan
Dalga vursam alır m'ola
İbiş benim emmim oğlu
Mektup salsam gelir m'ola
Yaz geldi çiçek açıldı
Zaten olanlar seçildi
Düşman başına vermesin
Bavulda pırtı açıldı
Kara tiren tez getirir
Soluk soluğa yetirir
Kip Hasanın oğlu Hasan
Acı haberin yetirir
Dizimde Antep yarası
Bulunmaz bunun çaresi
Dolanır dolanır gelir
Yiğidin deli babası
İlahi kesile başım
Bir feleğe kaldı işim
Antebe güveniyordum
Orda da yoğumuş eşim
Ali gelir Memet gelir
Benim eşim nerde kalır
Şöyle yiğidin gelini
Ölmez ama deli olur
Kırını tımar eyler iken
Yağız azgın azgın değner
Sene bitti gelir diye
Emmisi Eşeyi eğler
Nider kızcağızım nider
Bu bize Allahtan kader
Evini emanet etmiş
Osman Andırınlı gider
Evleri Ceyhana yakın
Dalga vurur sakin sakin
Emmim oğlu takım giymiş
Kuluncunda döküm döküm
Tutmuyor atının dizi
Görmüyor mu onun gözü
Sana diyom garip eşim
Kadan alsın emmin kızı
Kızlar halaya dizilmiş
Sen de mi atacaksın para
Kadanı alayım kızım
Eşini Antepte ara
Emmim oğlu düğün kurmuş
İki düğün iki köçek
Yaradan ölmüş diyorlar
Hani ya cebinde bıçak
Oturalım karşı karşı
Buraya açılmış çarşı
Babam oğlu gelir iken
Ağlayarak çıkarım karşı
Yaz geldi bahar erişti
Koyun kuzuya karıştı
Böyle düğün kurulur mu
Kızlar karıya karıştı
Ağlama kızım ağlama
Hepsi de Allahın işi
Hele görseniz İbişi
Ağzında parlıyor dişi
Sabahnan İbiş gelince
Altında atı çığış çığış
Kadanı alayım oğlum
Bin atına şöyle savuş
İlahi İstanbul bata
Bolu köyü daha öte
İbişinen İzzet gelir
Isıcak da tüte tüte
Alnında kara kakülü
Bende koymadı akılı
Cahil giden kara İbişim
Şapkası telde takılı
İbiş İzzet ilen gezer
Ak elleri yazı yazar
Kurban ol'rum kar' İbişim
Söylemişler değmiş nazar
Pırtısını şahit vurdum
Zonguldağa gitsin diye
Emmisinin oğlu Hacı
Öldüğünü bilsin diye
Kadanı alayım işlik
Ben de alamıyom dışlık
Babası yanına gitti
Bin lira da koydu harçlık
Evlerinin önü asma
Asmanın dalını kesme
Emmim oğlu kar' İbişim
Darılıp da bana küsme
Gelinimin adı Eşe
Duluğunda altın köşe
Bunu da duymuş ağlıyor
Ankarada İsmet Paşa
Odasında yanar ışık
Sofrasında ağlar kaşık
Kınaman obalar beni
Kızım sallamadı beşik
Sürünürüm sürünürüm
Ben çemberi bürünürüm
Eller kayınım dedikçe
Ben kimlere yerinirim
Yattığın yerlerde yatmam
Yorganı üstüne atmam
Kurban olam emmim oğlu
Babamın evine gitmem
Eşe de beni çok yakıyor
Şu kız gözüme bakıyor
Ben buradan varır iken
İbişim karşı çıkıyor
Antebin kıvrım yolları
Dumanlıdır şu dağları
Minnetçi olsa gelir m'ola
Antebin büyük beyleri
Amanınız bize n'oldu
İbişin gül benzi soldu
Kurban olurum Memet Ağam
Oradan telefon vurdu
İbiş yatar dalgın hasta
Osman buraya geldi posta
Gelin seni kör ederim
Gül yollasan deste deste
İbişimin ord' ölmesi
Gelinimin dul kalması
Düşman başına vermesin
Bavulda pırtı gelmesi
Gider Antebin eline
Gider babası yanına
Gelin buna dargın m'ola
Pırtısın salmış geline
Çıkmış Antebin eline
Talim eder döke döke
Sabah İbiş oğlan gelir
Kır at başlık çırpa çırpa
İbişimin kara gözü
Yaktı kül eyledi bizi
Minnetçi olsa gelir m'ola
Eşe emmisinin kızı
Altın yüzük parmağında
Külot pantol tırnağında
Hodul gezer tel kayınım
Paşaların örneğinde
Yaşar Kemal Osmaniye Yaşar Kemal derlemiştir. Osmaniye, Gökçedam (Hemite) Köyü'ne aittir. Ört, ateş; Pırtı, elbise; Değnemek, bakmak; Cahal, genç; İşlik, yakasız gömlek; Dışlığı gelmemek, çok sıkılmak; Duluk, şakaktır. Ağıtlar, Yaşar Kemal, Adam Yay. 2.Basım, 1997, s. 202-207.