Gine dertli dertli iniliyorsun
Sarı turnam sinen yaralandı mı
Hiç el değmeden de iniliyorsun
Sarı turnam sinen yaralandı mı
Yoksa ciğerlerin parelendi mi
Yoksa sana yad düzen mi düzdüler
Perdelerin tel tel edip üzdüler
Tellerini sırmadan mı süzdüler
Allı da turnam telli de turnam
Sinen yarelendi mi
Yoksa ciğerlerin parelendi mi
(Hekimhanlı Esiri’ye ait sözler)
Firkatli firkatli ne inilersin
Sarı turnam sinen parelendi mi
Niçin el değmeden sen inilersin
Telli turnam sinen parelendi mi
Sazım sana yad düzen mi düzdüler
Tellerini haddeden mi süzdüler
Yad el değip perdelerin bozdular
Sarı turnam sinen parelendi mi
(KaracaoÄŸlan’a ait sözler)
(Aslına uygun olmadan)
Havayı ey deli gönül havayı
Ay doğmadan şavkı dutmuş ovayı
Ak göğsün üstünde sedef düğmeyi
Çözüp gider bir gözleri sürmeli
Hay hay çekip gider bir gözleri sürmeli
Hay hay çekip gider bir gözleri sürmeli
Kuru kütük yanmayınca tüter mi
Ak gerdanda çifte benler biter mi
Vakti gelmeyince bülbül öter mi
Ötüp gider bir gözleri sürmeli
Dere kenarında yerler hurmayı
Kılavuz ederler telli turnayı
Ak göğsün üstünde ilik düğmeyi
Çözüp gider bir gözleri sürmeli
Karacaoğlan der ki ne fayda
Bir vefa kalmadı ok ile yayda