Gelin
Bir fısıltı geldi aniden
Merak sarmış herkesi birden
Ne var diye sorunca hemen
Şimdi uçak kalkmış yerinden.
Gelmişti bir haber uzaktan
Ağlıyor gözler durmadan
Cenaze çıkmış Avrupa’dan
Geliyor Batı Almanya’dan.
Neden unuttun bu dünyayı?
Hiç mi düşünmedin yuvanı?
Annesiz koydun tek yavrunu
Kimlere bıraktın varını?
Gözü yaşlı Sultan gelinim
Kessen akmaz kanı Şerif’in
Kanla dolu içi sinemin
Haline baktıkça âlemin
Bir yüzünü görmeden senin
Terse mi düştü çarkı feleğin?
Meğerki toprakmış kaderin
Uçup gittin ey nazlı gelin.
Neyine baktın şu dünyanın?
Ayrılmakmış sanki kaderin
Babanı yıktı acıların
Bağrı yandı geri kalanın.
Kara yazılmış demek bahtın
Genç yaşta acılar bıraktın
Hayal olup kendini arattın
Söyler misin bunu neden yaptın?
Ne olurdu daha yaşasaydın?
Ölümünle acı saçmasaydın
Bizi terk edip kaçmasaydın
Dertle yuvanı yıkmasaydın.
Sürmedin gençliğin çağından
Ayrıldın yuvandan bağından
Almadan zevkini dünyadan
Bırakıp gittin tüm varından.
Niçin aramızdan ayrıldın?
Yoksa dünyana mı darıldın?
Büyütüp bir murat almadan
Yetim kaldı bir tek evladın.
Mezarın kazılırken o gün
Başladı yağmuru göklerin
Çadırla kazıldı kabrin
Islandı üstü herkesin.
Mehmet kalktı hemen evlenmeye
Başladı çevreye karşı gelmeye
Koptu felaket değer görmeye
Yeniden geldi gelin eve
YAVUZ UYSAL , GAZİPAŞA’DA FOLKLOR ve HALK EDEBİYATI ÜRÜNLERİ, YÜKSEK LİSANS TEZİ, SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ, Konya–2008