Dilim varmıyor ki nasıl ağlayım
Öleneçek ben ninnini söyleyim
Yeter ki sen gel canım gardaşım
Beş tane yavrumu kurban eyleyim
Aşağıdan gelir yozu sürüsü
Fahrettin de Sadettin'in emmisi
Yavrusu Ali de yetim kalanım
Ele gelin gitti taze karısı
Bayırda yamaçta yayardı koyun
Kahpe felek bize oynadı oyun
Davulsuz zurnasız yiğit gadaşım
Haziran ayında ben çaldım düğün
Gideyim dedim de bağlandı yolum
Vuruldu gardaşım kalkmıyor kolum
Bir yavrusu yok ki ocağını yaka
Komşular ne zor imiş sahipsiz ölüm
Fahrettin'im kıvrak gider yoluna
Giymemiş ceketini almış dalına
Nasıl kıydın gavur Aptal bilmiyom
Yiğit Fahrettin'in tatlı canına
Ağılına koydum ağıl almadı
Davarları arkacına sığmadı
Sali olsun gardaşımm birisi
Çok bekledim Fahrettin'im gelmedi
Vurulmuş Fahrettin vurana ayıp
Değneği dikili kaldı davarı seyip
Koştum vardım bey babamın yurduna
Yiğenlerim evde gardaşım kayıp
Tarlasını tarlasına kattılar
Biçer sürüp ekinini sattılar
Kardeşim uşağı kahrettim size
Emmisi kazandı ucuz tuttular
Fahrettin'in anbarını açtılar
Buğdayını tavuklara saçtılar
Yazın ayransız biçtin arpayı
Mirasçılar oturup bölüştüler
Genç yaşamda felek büktü belimi
Bölüştürmek istemedim malını
Gelin yarsiz ben gardaşsız duramam
Elimle savuşturdum Sultan gelini
Bacısının adı talihsiz Döndü
Duyan eller bu genç yiğide yandı
Gardaşıma öldü demeyin dostlar
Belki sürü ile Gölsuyu'na indi
Döndü Çakır Mucur Döndü Çakır (Kaya), Karakuyu Köyü, ilkokul; Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları – Baki Yaşa Altınok, Oba Yay., Mayıs 2003, s. 503-505.
