Dağlar seni delik delik delerim
Dağlar seni delik delik delerim
Halbur alır toprağın elerim
O yar koyun olsa bende kuzusu
Ardı sıra meler meler giderim
—————– * * * * * ————————
Dağlar senin yükseğine çıkarım
Çıkarım da enginine bakarım
Eğer dağlar dediceğim olursa
Sana lale sümbül takarım
Eğer dağlar dediceğim olmazsa
Seni vurur ataşıma yakarım
—————— * * * * * ———————-
Dağlar senin ne karanlık ardın var
Lale sümbül boynun eymiş derdin var
Elalemin vatanı var yurdu var
Benim yurtsuz kalışıma ne denir
Hikayesi: Hüsne ve Eşoğ ( Kara Aşe ) adlı iki bacı Polat’ın Dervent dağı eteklerinde mermerik (mantar ) toplamaya giderler.Nişanlısı ince hastalıktan ölmüş Kara Aşe dertlidir. Bacısı da onun derdine üzülmektedir . İçindeki yar acısını dağlarla paylaşmak isteyen Eşoğ dağları da sessiz bulunca başlar derdini dökmeye . Dağda kendilerinden başka kimsenin olmadığını sanmaktadırlar.Bu sırada köyün garip çobanı onların sesini duyarak dinler ve sürüyü önüne kattığı gibi ovaya götürür . Sürünün zamansız geldiğini gören çevre halkı telaşlanır , sebebini sorun – ca da türkünün son sözlerini duyan çobandan şu cevabı alırlar; ″Hüsneyle Eşoğ dağları delik delik edip yakıyorlar , ben de sizin sürünüzü kurtardım″ der
HASAN ÇELİK . TÜRK HALK KÜLTÜRÜ’NDE DOĞANŞEHİR TÜRKÜLERİ VE YAŞANMIŞ ÖYKÜLERİ, https://turkoloji.cu.edu.tr/HALK%20EDEBIYATI/hasan_celik_turk_halk_turkulerinde_dogansehir_turkuleri.pdf
Bu türkü TRT repertuvarına Sivas / Kangal yöresi ve Muhlis Akarsu Nida Tüfekçi derlemesi olarak geçmiştir