Çömelek üstünde bir kara duman
Göreyim Alimi kabire komam
Daha bundan sonra ben iflah olmam
Gitmeyip de köyde kalaydın oğul
Yerine sıramı savaydım oğul
Sene yetmiş iki yazın sıcakta
Yavrumun tabutu gelmiş uçakta
Zöhrem on üçünde İrfan kucakta
Keşke köyünde kalaydın oğul
Yerine canımı vereydim oğul
Köyün içi birden doldu ahali
Dursunum ah çeker perişan hali
Dediler ki ölmüş polisin Ali
Gitmeyip de köyde kalaydın oğul
Yerine sıramı savaydım oğul
Garezin mi vardı Almanya bana
Alimi böyle mi vermiştim sana
Sarı saçlarını koydun al kana
Keşke köyünde kalaydın oğul
Yerine canımı vereydim oğul
Alimi de ağır işe verdiler
Gömleğini tabutuna serdiler
Tren kazasında öldü dediler
Gitmeyip de köyde kalaydın oğul
Yerine sıramı savaydım oğul
Evimizin önü söğüt dikmesi
Yakışmaz Alimin yerde yatması
Bataydı gavurun kârı kisbesi
Keşke köyünde kalaydın oğul
Yerine canımı vereydim oğul
Almanyada acı haber tez geldi
Tutmadı dizlerim bağı çözüldü
Bahçem viran oldu bağım bozuldu
Gitmeyip de köyde kalaydın oğul
Yerine sıramı savaydım oğul
Yedi yavruyu da yetim bıraktın
Dervişin kızını ateşe attın
Yaşlı anacığın bağrını yaktın
Keşke köyünde kalaydın oğul
Yerine canımı vereydim oğul
Mektubunda unutmazdın ananı
Anmadan geçmezdin yengen Sultanı
Özledim diyordun bacın Türkanı
Gitmeyip de köyde kalaydın oğul
Yerine sıramı savaydım oğul
Akraba canlıydın tatlıydı sözün
Sarıydı saçların maviydi gözün
Ellerden neyimiz eksikti bizim
Keşke köyünde kalaydın oğul
Yerine canımı vereydim oğul
Abdullah der giden geriye gelmez
Evlat acısını tatmayan bilmez
Çoğalır derdimiz hiç de eksilmez
Felek tırnağını takıyor oğul
Od düştüğü yeri yakıyor oğul
Abdullah Altınok Mucur Abdullah Altınok, Kırşehir, Mucur, Küçükkavak Köyü, 1950 doğumlu, lise; Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları – Baki Yaşa Altınok, Oba Yay., Mayıs 2003, s. 418-420.