Boz Beye de ferman geldi
Dost ağladı düşman güldü
Hane halkı mahzun kaldı
Melül da olsun ağlarım melül of felek
Kıratımın adı benli
Toprağı kavrar üzengi
Yok Al-i Osman'da dengi
Kıratı da istemiş ha babam Vezir
Kırata meydan bulunmaz
Düşman yüze güler bilnmez
Yararlı kardeş bulunmaz
Gönlüme bir karar aldıramadım ah gönül
Yaşa kıratım bin yaşa
Yaptıram sana altın kaşa
Çakırköylü Rıza Paşa
Ondan da bana imdat olmadı ah gönül
Kıratın kuyruğu düğüm
Sineme açtılar döğün
Ayrılık günler bugün
Kıratı da istemiş ha babam Vezir
Kıratım yemini yemez
Sırrını meydana vermez
Koçyiğitsiz kavga olmaz
Yayılım ateşine yanan ağlasın ah gönül
Ne olduysa Allah'tan oldu
Düşmanlar avluya doldu
Davamız mahşere kaldı
Mahşerde sürelim davamızı of felek
Ayağımla kendim geldim
Boynuma attım kemendim
Çarhacı Paşa efendim
Ondan da bana imdat olmadı of felek
Süleyman Gönçer Afyon Yörenin belki de bilinen en eski türküsüdür (Kadı sicillerinden anlaşıldığı kadarıyla yaklaşık 350 yıl önce yaşamış bir yiğittir Boz Bey). Türküye kaynaklık eden kişi, araştırma sonuçlarını 1943'te yerel bir dergide yayımlayan Süleyman Gönçer'dir.