Bahar eyyamında cihanı tuttu
Nuh tufanı gibi bastı çekirge
Her şeyi süpürdü yaladı yuttu
Sanki bir sam yeli esti çekirge
Çekirgenin ucu çıktı yazıya
Ot koymadı koyun ile kuzuya
Kadir Mevlam halimize acıya
Fakirin tebdili şaştı çekirge
İrahmet yerine çekirge yağdı
Bu yıl her haneye mihrican değdi
Nice mamur yurtlar göçünü sardı
Ahali yad ele göçtü çekirge
Çekirgenin elindedir orağı
Göğ ekini deste eder kulağı
Neye değse kurutuyor ayağı
Beti bereketi kesti çekirge
Medet Kadir Mevlam nedir bu hallar
Çöl oldu bozardı yazı yabanlar
Soldu Kırşehir'de tomurcuk güller
Bülbüller figana düştü çekirge
Hayvanlar da boz yazıyı dolaşır
Bir tutam ot bulmak için uğraşır
Koyunlar aç kaldı kuzu meleşir
Bağ bostanı yedi uçtu çekirge
Ağzı sındı olmuş otları kırkar
Yeşermez fidanlar dalsız ağaçlar
Merhamet bekliyor yuvada kuşlar
Leylekler kalmadı göçtü çekirge
Sene üç yüz otuz dönmedi devran
Mucur kapan kaldı kan ağlar Kaman
Ekmek der ağlaşır sabiler sıbyan
Görenler bu hale şaştı çekirge
Yusuf söyler sözlerini kınama
Hasret kaldım Dalakçı'da anama
Kahpe felek bir köz attı sineme
Yandı kara bağrım pişti çekirge
Kırşehirli Yusuf Kırşehir Kırşehir Destanları, nr. 12; Öyküleriyle Kırşehir Türküleri, Destanları, Ağıtları – Baki Yaşa Altınok, Oba Yayıncılık, Mayıs – 2003, Ankara, s.215-216.