Şükür oğlu var Ağanın
İnşallah yerini tutar
Şu Bağdatta kalanımın
Ocağında baykuş öter
Hakiyetli vezir ağam
Duranımı bana verdi
Size bir haber vereyim
Şu Bağdatta sunam kaldı
Kadanı alayım ağa
Sen ağlama biz ağlayak
Ağam yolsuz bir iş tutmuş
Birikip minnet eyleyek
Elimdeki Acem şalın
Ağam bağlardı beline
Dulluk zor olur zor olur
Sen ağla bibim oğluna
Kadanı alayım ağam
Arkamdan yıkıldı dağım
Bıldır da kardeşim öldü
Daha ölmedim de sağım
Bir küçücük oda tutmuş
Benzer çardağın yurduna
Ağam Maraşa varınca
Derman arar mı derdine
Ali Kenan evlenirken
Vezir çıkacak değneğe
Giydirme kadan alayım
Sabahki gelen gömleği
Vili dedem oğlu vili
Savrulur püskülün teli
Eğlemen bunu burada
Cennetten açılmış yolu
Andırın'ın Abazoğlu ailesinden Mustafa Ağa öldüğünde Cennet Hatun'un yaktığı ağıt Vili, anlamsız bir sözcüktür, burada hayıflanma anlamı veriyor. Ağıtar, Yaşar Kemal, Adam Yayınları, İkinci Basım, 1997, s. 125-126.