Başıma vurdun da del’ettin beni
Yaprağı kurumuş çal’ettin beni
Her olur olmaza kul ettin beni
Kaldı hasretimiz kıyamete kadar ağlarım
Kaldı hasretimiz kıyamete kadar yanarım oy oy
Dağ başına saldın benim başımı
Zehir ettin ekmeğimi aşımı
Genç yaşımda beyazlattın saçımı
Kaldı hasretimiz kıyamete kadar ağlarım
Kaldı hasretimiz kıyamete kadar yanarım oy oy
***
Ahmet Åükrü Esen “Anadolu Türküleri”
adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,
Emel Matbaacılık, 1986 – Ankara, s.266
Başıma vurdun da del’ettin beni
Yaprağı dökülmüş çal’ettin beni
Olur olmaza da kul ettin beni
Çoban nerden aşar yolu yaylanın
Harput’un kalesi taşın başında
Tabur binbaşısı altmış yaşında
Gündüz hayalimde gece düşümde
Densiz nerden aşar yolu yaylanın
Arap çöllerinde yayılan kazlar
Bağdat çöllerinde dayanan dizler
Sılada validem yolumu gözler
Güzel nerden aşar yolu yaylanın